2 Nisan 2012 Pazartesi

Kısa Kısa Morris Finley


Curtis Jerrels'ın enteresan bir biçimde Murcia'ya gönderilmesinin ardından, bir çoğu NBA patentli olmak üzere sayısız oyun kurucu ile ilgilenen Fenerbahçe Ülker, 30 yaşındaki Amerikalı guard Morris Finley'de karar kıldı..

Avrupa kariyerine 2004-2005 sezonunda Sırbistan'ın Mornar takımında başlayan Finley, Larissa ve Liege maceralarından sonra asıl çıkışı gösterdiği İtalya'nın Rieti takımına transfer oldu. Rieti'de özellikle skor anlamında oldukça iyi işler yapan Amerikalı oyuncu ligin devlerinin de dikkatinden kaçmadı ve kendisini bir anda Siena'da buldu. Terrell McIntyre-Domercant-Sato-Lavrinovic'li müthiş kadroda McIntyre'ın arkasında back-up guard olarak bekleyen Finley, ortalama bir sezonun ardından Armani Milano kadrosuna katıldı. 2 sezon da Milano da forma giyen Finley, geçirdiği sakatlığın ardından sözleşmesinin feshedilmesiyle birlikte uzun bir süredir basketboldan uzak kalmıştı..

Özellikleri bakımından Curtis Jerrels'a inanılmaz derecede benzeyen Finley (e o zaman Jerrels'ı niye gönderdin Spahija Efendi? ) sağlıklı ve formda olması durumunda, özellikle skor ve asist anlamında takıma oldukça opsiyon katacaktır. Tecrübeli guard'ın en önemli özellikleri, ortalamanın üzerinde bir şutör olması-çabuk ayakları ve de deliciliği..

Finley (tekrar söylüyorum) sağlıklı ve formda olması durumunda takıma ciddi boyutlarda katkı yapabilir. Ama uzun bir süredir parkelerden uzak kalan bir oyuncu için formda veya değil türünde bir yorum yapılamayacağından, bekleyip görmek en iyisi gibi duruyor..



Görüntüler eski olsa da, nasıl bir oyun kurucu ile karşı karşıya olunduğunu göstermesi açısından faydalı olabilir..

24 Şubat 2012 Cuma

TBL 2011-2012 sezonunun TOP 10 Hayal Kırıklığı


Sezonun bitmesine daha çok uzun bir süre olmasına rağmen, büyük umutlarla yapılan bir çok transfer bir bir gözden düşmeye başladı. Ben de kendimce bu isimlerden 10 kişilik bir liste yapmaya çalıştım..

1-Sasha Vujacic
Transfer sezonunda yıllardır süregelen şutör eksikliğini kapatması için Anadolu Efes'in yeni yapılanmasına dahil edilen Vucacic, değil beklenen katkıyı vermek, çoğu maçta vasatı dahi aşamadı. En büyük silahı olan dış şutlarda bile varlık gösteremeyen Sloven oyuncu, listenin 1 numarasını fazlasıyla hak etti..

 

2-James Gist
Çok genç yaşta aramızdan ayrılan Conrad McRae'den sonra, yıllardır pota altında yırtıcı bir 4 numara özlemi çeken Fenerbahçe taraftarı, Gist'in transferinin duyurulmasıyla birlikte ''oh be'' dedi ama ne yazık ki bu sevinç çok kısa sürdü.  Savunmada yıldız takım oyuncusunun yapmayacağı hataları yapan Amerikalı oyuncu, hücumda ise spektaküler smaç peşinde koşmaktan başka hiç bir şey yapamadı. Belki de yapmak istemedi çünkü, yaptığı bir blok veya smacın Euroleague'de haftanın en iyi 10 Hareketi arasına girmesi, Gist için fazlasıyla yeterli. Bir de sezonun hareketlerine girerse, değmeyin keyfine..


3-Darius Songaila
Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe Ülker ile karşılaşılan final serisinde kendisini fazlasıyla gösteren uzun sıkıntısının ardından, bu bölgeyi Litvanyalı yıldız Songaila ile güçlendiren Galatasaray MP. yapılan hatanın geç de olsa farkında vardı ve tecrübeli oyuncuyla yollarını ayırma kararı aldı. Türkiye'ye adeta tatile gelen Songaila değil savunma yapmak, şuta el kaldırmaktan dahi aciz bir Türkiye kariyerini geride bıraktı..


4-Marc Salyers
Trabzonspor'un kurtarıcı olarak sarıldığı Salyers, o kadar kötü bir performans ortaya koydu ki, çok kısa süre içerisinde takımdan gönderildi. Kendisini daha önce tanıyan herkesi şaşkına çeviren Amerikalı oyuncu, şu an yanılmıyorsam Lübnan'da forma giymekte..


5-Stanko Barac
Sezon başında gayet yüklü bir meblağ karşılığında Efes'e imza atan 2.17'lik dev, taraftarlarını üzmekten başka hiç bir şey yapmadı desem yeridir. Bu kadar iri bir adam savunmada nasıl ortayı kapatamaz veya pota altı atışları nasıl bitiremez soruları hala cevap bekliyor ama kesin olan bir şey var ki, Barac'ın Türkiye kariyeri pek de uzun sürmeyecek..


6-Vlado Ilievski
Makedonya Milli Takımı ile rüya gibi bir şampiyonayı geride bırakan Ilievski takıma katıldığında, hiç kimse kendisinden bu kadar kötü bir performans beklemiyordu. Kısaca özetlemem gerekirse, Makedon oyuncu Türkiye'de hiç bir şey yapmadı. Sıralamada kendisine bu kadar altlarda yer bulmasının nedeni ise, Ufuk Sarıca'nın tecrübeli oyuncuya hiç bir zaman tam anlamıyla güvenmemesi oldu..


7-Dusko Savanovic
Sezon başında rekor bir bonservis ücretiyle Valencia'dan transfer edilen Savanovic şu ana kadar bekleneni veremedi. Tamam çok kötü değil ama, 40 dakikaya yakın süre alan bir adamdan ki bu adam Savanovic klasındaysa, daha fazla şey beklemek hepimizin hakkı..


8-Simas Jasaitis
Türk Telekom'un müthiş(!) transfer stratejisinin son ürünü Jasaitis.. Sağlıklı olduğu zaman durdurulamaz bir forvet olan Litvanyalı'nın, o sağlıklı günlerinin 4-5 sene öncesinde kaldığı bilinen bir gerçekti. Ama Telekom yönetimi her zamanki gibi günü kurtarmak adına, başarılı olması çok zor görünen bu transferi gerçekleştirdi. Zaman zaman iyi işler yapan Simas, çoğu zaman ise tribünden arkadaşlarını seyrediyor..


9-Curtis Jerrels
Ukic'i yedeklemesi için Partizan'dan getirilen Amerikalı oyuncu, Türkiye'de bir türlü ortayı bulamadı. Ya çok iyi ya çok kötü. Tabi bu durumun antrenörlerin şahı(!) Spahija ile doğrudan alakası var ama, Amerikalı oyuncu zaman zaman o kadar enteresan hatalar yapıyor ki, tribündeki seyirciler nasıl bir tepki vermeleri gerektiğini dahi bilemiyor. Ama hatalar zinciri olarak işleyen Fenerbahçe Ülker'de kadro dışı bırakılması gereken o kadar çok oyuncu varken, seçilen tek ismin Jerrels olması tam anlamıyla trajikomik..


10-Ufuk Sarıca
10 numaralı forma saha içine değil de saha kenarına kısmet oldu. Sarıca Anadolu Efes'in başına geçtiğimiz sezonun ortasında geçmiş olsa da, bu sezonki yapılanmanın başına geçirildiği için kendisini yeni bir transfer olarak ele aldım. Ufuk Sarıca'nın çok başarılı bir oyunculuk kariyeri olmasına rağmen, antrenör olarak böyle bir görev için yolun daha çok başındaydı. Ve bu tecrübesizliği de her maç biraz daha ortaya çıktı. Ufuk Hoca'nın, Efes'in bu sezonki başarısızlığının 1 numaralı nedeni olarak, (her ne kadar hiç eleştirilmese de) 10 numarayı layıkıyla taşıyacağına yürekten inanıyorum..

8 Şubat 2012 Çarşamba

George Dikeoulakos ile Dobra Dobra

Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımının her iki kulvarda da yoluna lider devam etmesinde, en büyük pay hiç şüphesiz Yunan antrenör George Dikeoulakos'un.. Uzun bir süredir kendisine buşarının sırrını birinci ağızdan dinlemek istiyordum. Coach da beni kırmadı ve bu kadar sıkı bir fikstüre rağmen, E-Mail yoluyla gerçekleştirdiğimiz röportajda sorularıma son derece içten cevaplar verdi.

Kendisine tekrar teşekkür ediyorum..

Fenerbahçe'den teklif aldığınızda neler hissettiniz?

G.D- Aklıma ilk gelen şey, dünyanın her tarafında milyonlarca taraftarı olan bir Avrupa devinin beni istediği için ne kadar şanslı olduğumdu.
Ayrıca her hangi bir spor dalında Türkiye'de çalışan ilk Yunan coach olma fırsatı da teklifi kabul etmemde çok önemli bir etkendi.
Şimdi ne kadar doğru bir karar vermiş olduğumu görüyorum..

Fenerbahçe camiası ve taraftarları hakkında neler düşünüyor sunuz?

G.D- Daha önce de söylediğim gibi nereye geldiğimi biliyordum ama, buradaki koşulları gördükten ve insanlarla tanıştıktan sonra, aslında hiç bir şey bilmediğimi görmüş oldum.
Taraftarların Fenerbahçe'ye olan sevgisini, kulübün bu kadar profesyonel bir biçimde işlediğini ve bu kadar gelişmiş antrenman tesislerinde çalışacağımı hayal dahi edemezdim.
Başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerin kulübü getirdiği bu noktayı, Avrupa'nın en büyük spor kulüpleri başta olmak üzere herkesin örnek alması gerektiğini düşünüyorum..

Hazirandan beri Fenerbahçe'nin yaşadığı sorunlar sizi ve takımı nasıl etkiledi?

G.D- Büyük problemlerimiz oldu dersem yalan söylemiş olurum. İlk geldiğimde doğal olarak takımda bir belirsizlik hakimdi ama yöneticilerin desteği ve ''ne olursa olsun Kadın Basketbol Şubesi ayakta kalacak'' sözleri takımın üzerindeki olumsuz havayı bir anda dağıttı..

Yenilgisiz ilerlediğimiz Euroleague'de, geçen sezon şanssız bir biçimde kaçırdığımız şampiyonluğu bu sefer yakalayabilecek miyiz?

G.D- Bu benim için son derece zor bir soru çünkü benim hedefim her zaman bir sonraki mücadele olmuştur. Maç maç düşünmeyip, sadece finale ve şampiyonluğa konsantre olunursa yaşanacak düşüş son derece keskin olur. Hedeflerimiz tabiki büyük ama, biz şu anda sadece bir sonraki maçı düşünüyoruz..


Kupa yolundaki en önemli rakipler sizce kimler?

G.D- Başta Galatasaray, Ros Casares ve Ekaterinburg olmak üzere bazı takımlar kadın basketbolu için son derece anormal paralar harcadılar. Onların mı yoksa bizim mi doğruyu yaptığımızı zaman gösterecek..

Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki rekabet hakkındaki görüşleriniz neler?

G.D- Yunanistan'da ve çalıştığım diğer ülkelerde, bu tip rekabetlere sıkça rastladım. Fenerbahçe-Galatasaray maçlarının Olympiakos-Panathinaikos veya Barcelona-Real Madrid mücadelelerinden hiç bir farkı yok.
Bu tip rekabetler liglere ayrı bir heyecan katıyor..

Cappie Pondexter transferi hakkındaki görüşleriniz neler? Sizce iyi giden takıma yapılan bu tip bir ekleme, düzeni bozabilir mi?

G.D- Hiç bir problem olacağını düşünmüyorum çünkü Cappie o tür bir oyuncu değil. Daha ilk antrenmanında bile bu takımın bir parçası olmayı ne kadar çok istediğini gösterdi.

Takımdaki genç oyuncular hakkında neler düşünüyor sunuz?
G.D- Gençlerle çalışmayı çok seviyorum ve hazır olduklarında onlara gereken şansı vermeye çalışıyorum. Fenerbahçe'deki altyapı programı mükemmele yakın ve sürekli olarak çok önemli yetenekler yetişiyor.

Bazı oyuncularımız sıkı bir şekilde çalışarak sıranın onlara gelmesi beklerken, bazıları ise diğer takımlara kiralık giderek onlar için son derece hayati olan tecrübeyi kazanmaya çalışıyorlar.

Kariyerinizin ilk yıllarında Olympiakos'ta da çalışma fırsatı bulmuştunuz. Sizce erkek ve kadın basketbolu arasındaki farklar neler?

G.D- İki spor arasındaki farklar sadece detaylarda gizli. Ama benim gözüme çarpan en önemli fark, erkekler basketbol oynayınca mutlu oluyorlar. Kadınların ise basketbol oynaması için mutlu olmaları gerekiyor. 

Türk Basketbolunu nasıl buluyorsunuz?

G.D- Son yıllarda erkeklerde de kadınlarda da büyük bir yükseliş olduğu kesin. Artık olması gereken şey, Türkiye'nin bir üst seviyeye atlayarak adını dünyanın Elit ülkeleri arasına yazdırması.

Bunun için de Türkiye'nin asansör takım hüviyetinden kurtulması gerekiyor. Bir yıl madalya alıp, bir sonraki sene başarısız olmak hiç normal değil.

Fenerbahce Arena'yı ziyaret etme fırsatınız oldu mu?

G.D- Arena'yı ilk gördüğüm an, dışarı adım atmak istemedim!! Yeni salonumuz Fenerbahçe için mücevherden farksız olmalı. Zaman geçtikçe oyuncular ve taraftarlar yeni evlerine alışıp, ne kadar büyük bir kulübe ait olduklarını bir kez daha görecekler.

George Dikeoulakos'un Istanbul'da bir günü nasıl geçiyor?

G.D- Bir basketbol antrenörünün hayatı tahmin edildiği kadar eğlenceli değil. Antrenmanlar, seyahatler, maçların öncesinde dvdlerden rakip takımı incelemek için bilgisayarın karşısında geçen saatler. Bu çalışma şartlarında nadiren fırsat bulduğumda, burada tanıştığım arkadaşlarımla yemeğe çıkabilirsem kendimi şanslı hissediyorum.

Istanbul'u çok seviyorum ve bir çok yönden Atina'ya benzetiyorum. Umarım işler yolunda gider, ben de çok uzun yıllar Fenerbahçe'de çalışma fırsatı yakalarım..

1 Şubat 2012 Çarşamba

Bir Poster de Deron Williams'tan

Lebron ve Griffin'in smaçları konuşuladursun, yani bir poster de D-Will'den geldi. Siz ne düşünüyorsunuz bilemem ama bence, kısanın uzunun üstünden yaptığı smaç her zaman daha etkileyicidir..

Gülümse Hibbert. Çekiyorum, çekiyorum, çeeektim..

31 Ocak 2012 Salı

Yok Artık Blake Griffin

Sabah oynanan maçta Los Angeles Clippers Oklahoma City Thunder'ı 112-100 mağlup ederken, Blake Griffin büyük bir ihtimalle yılın hatta son yılların en müthiş smacına imza attı. Poster desen hafif kaçar, o derece yani. Olayda kurban rolünde olan Kendrick Perkins'in bundan sonra yapabileceği en hayırlı şey, hayatının geri kalanını Oklahoma'daki herhangi bir rehabilitasyon kliniğinde geçirmesi olur. Olayın etkileri ancak böyle bir yerde minimuma indirilebilir ):

Bu arada, olaya sitesinde yer veren Youtube'u kınıyorum. Bu görüntüler XTube'a falan daha uygun olurdu..

30 Ocak 2012 Pazartesi

Shaq iddiayı kaybederse

Inside the Nba programında, Kevin Love mı yoksa Blake Griffin mi daha iyi bir power forward diye iddiaya giren yorumcular Shaquille O'neal ve Sir Charles Barkley, renkli görüntülere imza attılar. İddiayı kaybeden Shaq, pantolonunu çıkarıp boxerıyla dansa başlarken, program Shaq'ın sahilde pembe donlu showuyla sona erdi..

22 Ocak 2012 Pazar

George Dikeoulakos Röportajı

Bu hafta içinde, Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı antrenörü George Dikeoulakos ile, e-mail yoluyla takım ve kadın basketbolu hakkında bir röportaj gerçekleştireceğim. Eğer sizin de coach'a sorularınız varsa, bu soruları twitter'dan veya bu postun altına yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz..

28 Aralık 2011 Çarşamba

28 Aralık NBA Tahminlerim


831-Toronto Raptors(2.5-4.5) - Indiana Pacers İlk yarı 2, Maç sonu 2
835-Memphis Grizzlies(1.5-2.5) - Oklahoma City Thunder İlk yarı 2, Maç sonu 2
836-New Orleans Hornets(1.5-2.5) - Boston Celtics İlk yarı 2, Maç sonu 2
837-San Antonio Spurs - Los Angeles Clippers(1.5-3.5) İlk yarı 2, Maç sonu 2
833-Atlanta Hawks - Washington Wizards(5.5-9.5) İlk yarı 1, Maç sonu 1
839-Phoenix Suns(1.5-2.5) - Philadelphia 76ers İlk yarı 2, Maç sonu 2
832-Charlotte Bobcats(6.5-11.5) - Miami Heat İlk yarı 2, Maç sonu 2

Sistem 5-6-7

Herkese Bol Şanslar..

26 Aralık 2011 Pazartesi

Carlos Arroyo Resmen Beşiktaş'ta


Lokavt'ın sona ermesi ve Deron Williams'ın NBA'e geri dönmesiyle guard pozisyonunda büyük bir sıkıntı yaşayan Beşiktaş Milangaz, kadrosunu geçtiğimiz sezon Miami Heat ve Boston Celtics formalarını giyen Porto Riko'lu oyun kurucu Carlos Arroyo ile güçlendirdi..

Sezon ortasına geldiğimiz günlerde, ''free transfer olup Avrupa'ya gelmek isteyecek en değerli guard'' denilebilecek olan Arroyo, kariyerinin her döneminde ha patladı ha patlayacak türden bir oyuncu oldu. Stil olarak Avrupa Basketbolu'na daha uygun olan 32 yaşındaki tecrübeli guard daha önce Tau Ceramica ve Maccabi formaları da giymiş ve Maccabi İsrail Ligi Şampiyonu olurken, Finallerin en değerli oyuncusu seçilmişti..

Porto Riko'lunun Beşiktaş'a büyük katkı yapacağı aşikar. Ancak, oynatmaktan çok oynamaya yönelik bir oyuncu olan Arroyo'nun takımdaki dengeleri bozacak olması da bir o kadar muhtemel. Özellikle ''top elimde olsun'' diyen Kemp ve Hawkins gibi oyuncularla arasındaki denge kurulursa, Siyah-Beyazlılar D-Will'in takımdan ayrılmış olmasını minimum kayıpla atlatabilir..

23 Aralık 2011 Cuma

Emir Preldzic'e 3 Maç Ceza


Geçtiğimiz hafta oynanan Olin Edirne maçının 3. çeyreğinde hakem kararına itirazı abartan Emir Preldzic, diskalifiye edilmişti. Olayın bant kaydını izleyen Basketbol Federasyonu Disiplin kurulu (Turgay'ın Çiftliği) Preldzic'in hakemi öldürmeye teşebbüs etmesi üzerine (!) 3 maç ceza verdi. Emir'in kaçıracağı maçlar arasında, Galatasaray ve Banvit maçları dikkat çekiyor..

İlahi Turgay, sen adamı öldürürsün :)

21 Aralık 2011 Çarşamba

Fena mı olurdu?


3 Temmuz'dan beri yüz yüze veya sosyal medyada konuştuğum bütün Fenerbahçeliler, ''bu sezon bizim için önemsiz. Onur mücadelesi veriyoruz. Kazanmak veya kaybetmek önemli değil.'' şeklinde konuşuyor. Ben de bu fikirlerin hepsine katılıyorum ama önemli bir noktayı hep birlikte atlıyoruz. ''Peki biz bu kriz döneminden ne kadar faydalanabildik?'' Bu cümleyi okuyan bir çok Fenerbahçe taraftarı şimdiden bana sinirlenmiştir ama, yazının sonunu bekleyip ondan sonra küfür etmek en iyisi..

Şampiyonlar Ligi'nden Platini-M.A.A ikilisinin kararıyla diskalifiye edildikten sonra, Lugano-Santos-Niang-Emenike gibi ilk 11'in değişilmez oyuncuları takımdan ayrıldı. O günlerde önümüzde iki seçenek vardı. Ya gidenlerin yerine para harcayıp 3 4 tane yeni adam alınacak, ya da bir iki tane takviye ile birlikte, yola oldukça genç ama ümit vaadeden bir kadroyla devam edilecekti. Ve ne yazık ki kendisine çok büyük bir saygım olmasına rağmen Aykut Hoca ve yönetim, yanlış olan şıkkı tercih etti ve 4milyon euro gibi bu kalitede bir oyuncu için dudak uçuklatan bir bonservis bedeli ile, Bienvenu'yu getirdi..

Varsayalım yarın Federasyon kararını verdi ve Fenerbahçe küme düşürüldü(yemez). Akabinde de, Platini amca Fenerbahçe'yi 3 sezon Avrupa'dan men etti.(yemez) O zaman ne yapılacak? Kadrodaki Stoch, Dia, Bienvenu, Christian gibi pahalı yabancı oyuncular kendilerine nasıl bir yol çizecek? Gerçek bonservis bedelleri ile satılabilecekler mi yoksa, Avrupa'nın bir çok takımı leş kargası misali bu adamların tepesine mi üşüşecek? Veya her ne kadar ihanet etmeyeceğine güvenimiz tam olsa da, takımın en pahalı oyuncusu Gökhan Gönül ne yapacak?

Sezon başında hiç bu sorularla muhattap olmadan verilebilecek çok basit bir karar vardı. Yönetim eğer, ''Kardeşim ben Alex, Stoch, Yobo ve kiralık olduğu için Ziegler dışındaki yabancı oyuncuları takımdan gönderiyorum ve yoluma Berk Elitez, Recep Niyaz, Gökay İravul, Okan Alkan gibi gelecek vaadeden oyuncularla devam ediyorum.'' deseydi, o ortamda hiç bir Fenerbahçe taraftarının bu karara sesi çıkar mıydı? Bu genç kadro ilk yarıyı 10. bitirse, ''yönetim istifa'' denir miydi?

Ne yazık ki, çok büyük bir fırsat elimizden uçup gitti. 19-22 yaş aralığındaki futbolcuların Fenerbahçe gibi bir takımda 30 maç ilk 11 çıktığında, edinecekleri tecrübeyi ve kariyerlerinde kat edecekleri yolu düşünebiliyor musunuz? Veya size daha güncel bir soru sorsam ve, ''Takımın forvet hattında Berk Elitez'i mi yoksa Henri Bienvenu'yü mü görmek istersiniz diye sorsam, cevabınız ne olur?

16 Aralık 2011 Cuma

Cuma Günü İddaa Tahminleri



745-BC Kalev(2.5 - 4.5) VEF Riga  İlk yarı 2 maç sonu 2
752-Aurora Basket Jesi(0.5 - 0.5) Reggio Emilia İlk yarı 2 maç sonu 2
758-Lleida(1.5 - 2.5) CB Canarias İlk yarı 2 maç sonu 2
760-Palencia(0.5 - 0.5) Menorca İlk yarı 2 maç sonu 2

Sistem 3-4 veya misli olarak oynayabilirsiniz

Cappie Pondexter Fenerbahçe'de


TKBL ve Euroleague'de yoluna dolu dizgin devam eden Fenerbahçe, Rusya'nın UMMC Ekaterinburg takımından eski oyuncusu Cappie Pondexter'ı renklerine bağladı..

2006-2008 yılları arasında sarı-lacivertli formayı giyen ve takımının 2 lig, 2 Cumhurbaşkanlığı ve 1 kez de Türkiye Kupası'nı kazanmasında başrol oynayan Amerikalı guard, Fenerbahçe tarihinin en çok sevilen yabancı oyuncuları arasında yer alıyor..

2006 yılında Phoenix Mercury tarafından 2. sırada draft edilen Pondexter, kariyerinde 2 WNBA şampiyonluğu, 1 kere Finallerin Mvp'si ve 4 kez de All-Star olma başarılarını gösterdi. 1 Şubat'ta takıma katılması beklenen yıldız oyuncunun, Fenerbahçe formasına geri dönüşü ise büyük bir ihtimalle 7 şubat'taki Galatasaray maçı ile birlikte olacak..

Pondexter-Galatasaray demişken;




Kaynak: Ahmet Ercanlar

6 Aralık 2011 Salı

Tribün dediğin böyle olur

Temsilcilerimizin Euroleague mücadeleleri ve Türkiye Basketbol Ligi'ndeki derbi maçlarda, spiker arkadaşların klasikleşmiş bir başlangıcı vardır ''Tribünde müthiş bir atmosfer var''. Avrupa Basketbolu'nu yakından takip ettiğim için, bu atmosfer lafı her zaman anlamsız gelmiştir. Çünkü ne yazık ki, kabul etsek de etmesek de özellikle basketbol taraftarlığı konusunda Avrupa'dan öğreneceğimiz çok şey var..

Diyebilirsiniz ki, biz de bağırmıyor muyuz? Evet bağırıyoruz ama sistemli değil. Biz de kareografi hazırlamıyor muyuz? Evet hazırlıyoruz ama, belki de Avrupa'nın orta sınıf takımlarının taraftarlarının hazırladığı kadar. Eğer benimle aynı fikirde değilseniz, bu görüntülere ufak bir göz atmanızda fayda var..

Partizan'ın 22.567 seyirciyle Euroleague rekorunu kırdığı Panathinaikos maçı


Partizan-Maccabi



Aris-Hemofarm


Aris-Paok


Olympiakos-Partizan


Olympiakos-Barcelona


Örnekler çoğaltılabilir ama en beğendiklerimi seçmeye çalıştım. Kapanışı, ben ve benim gibi bir çok basketbol sevdalısının hayranlığını kazanmış olan Panathinaikos tribünleri ile yapalım. Özellikle en alttaki görüntüye dikkat..



4 Aralık 2011 Pazar

Charles Smith-Vladimir Golubovic Beşiktaş'ta mı?

Lokavt'ın sona ermesinden belki de Avrupa'da en kötü etkilenen takım olan Beşiktaş Milangaz, kadrosunu Efes Pilsen'den tanıdığımız tecrübeli guard Charles Smith ve Banvit formasıyla Türkiye'de bir sezon geçiren pivot Vladimir Golubovic ile güçlendirdi..

Geçtiğimiz sezonu Lega A ekiplerinden Lottomatica Roma'da geçiren Smith, İtalyan ekibinin geçirdiği vasat sezona rağmen öne çıkan oyunculardan biri olmuştu. 1997 draft'ında 26. sıradan seçilen 36 yaşındaki tecrübeli oyuncu, 2004-2005 sezonunda Euroleague sayı kralı, 2006-2007 sezonunda ise Eurocup Finali'nin Mvp'si olmayı başarmıştı..

Banvit'te başarılı geçen sezonun ardından sezon başında Azovmash takımına transfer olan Golubovic, çok kısa bir süre geçirdiği Ukrayna ekibinde, 7.4 sayı ve 4.4 rebound ortalamaları ile mücadele etmişti. 2.11 boyundaki başarılı pivot daha önce, Slovenya'nın Olimpija ve İspanya'nın Caja Laboral ekiplerinde de forma şansı bulmuştu..

Sezon ortasında olduğumuz için, fazla seçme şansı bulunmayan Siyah-Beyazlılar devre arasına kadar bekleyip, Avrupa Kupaların'dan elenen takımların oyuncularıyla ilgilense çok daha iyi olurdu ama tercihleri bu yönde oldu. Smith çok skorer bir oyuncu olmasına rağmen, son durumu hakkında hiç bir fikrim yok. Ayrıca ilerleyen yaşı da ciddi bir soru işareti. Golubovic ise Banvit'ten de hatırladığımız gibi, savunmada gayet başarılı ama hücumda fazla bir şey beklenmemesi gereken bir oyuncu. Bu tercihlerin ne kadar sağlıklı olduğunu ilerleyen günler gösterecek..

Edit: Golubovic biraz önce Caja Laboral ile anlaştı. Beşiktaş açısından çok da iyi oldu

29 Kasım 2011 Salı

Lokavt Bitti ve Euroleague Başladı



Lokavt'ın sona ermesi NBA severleri fazlasıyla mutlu ederken, kadrolarını tarafların anlaşamayıp sezonun oynanmayacağı umuduyla kuran takımları ise fazlasıyla üzdü. İşte lokavt'ın sona erişinin, Euroleague ve Beko Basketbol Ligi ekiplerine etkileri:

CSKA Moskova
Kirilenko'nun kariyerinin belkide en formda dönemlerini yaşadığı günlerde müthiş bir basketbol oynayarak, taraflı tarafsız herkesin en büyük şampiyonluk adayı olan CSKA, lokavtın sona ermesinden en kötü etkilenecek takımların başında geliyor. İlk 5 maçın sonunda 13.8 sayı 9 rebound 3.4 asist 2.2 top çalma ve 3.2 blok ortalamalarıyla inanılmaz bir performans ortaya koyan Rus oyuncu, takımının yenilgisiz devam etmesinde uzak ara en önemli pay sahibiydi. Hele ki Khryapa bu kadar formsuzken, AK47'nin takımdan ayrılacak olması CSKA'daki bütün dengeleri altüst edecek. Edecek diyorum ama Kirilenko şu an free agent olduğu için NBA'de bir takımla anlaşmayıp, yoluna Rusya'da da devam edebilir. Ama şu form durumuna düşününce, bir çok takımın Kirilenko'nun kapısında nöbet tutacağını anlamak çok da zor değil..


SLUC Nancy
CSKA'dan sonra bu durumdan en çok etkilenecek olan takım şüphesiz Nancy. Kadrosunda kalburüstü oyuncu olarak Akingbala dışında herhangi bir oyuncu bulundurmayan Fransız ekibi için Batum adeta çöldeki bir vaha gibi'ydi. Bu kadar vasat bir takıma tek başına 3 galibiyet aldıran genç forvetin ilk 6 maç sonundaki ortalamaları ise 15.8 sayı 6.7 rebound 5.2 asist 1.7 top çalma şeklinde. Sadece Batum'un ortalamalarına bakmak bile Turkish Airlines Euroleague A Grubu'ndan elenecek ilk takımın Nancy olacağını gösteriyor..


Real Madrid
Sezona yepyeni bir kadroyla giren İspanyol devi, özellikle Efes Pilsen karşısındaki oyunuyla Final-Four'un en önemli adaylarından biri olacağını belli etmişti. Ta ki, takımın en önemli parçası Rudy Fernandez'i kaybedene kadar.. 13.2 sayı 3 rebound 2 asist 1 top çalma ortalamaları, Fernandez'in Madrid ekibi için önemiyle kesinlikle örtüşmüyor. Hadi Real Madrid Fernandez'in açığını zor da olsa kapattı desek bu seferde karşımıza Serge Ibaka çıkıyor. Ibaka fazla uyum sağlayamamış olsa da, o uyumu sağladığı zaman ne kadar büyük bir silah olacağı çok açıktı. Yazık oldu Madrid'e..


Maccabi Electra
Sezon başında, herhalde hiç kimse Farmar'ın takımın en önemli silahı haline geleceğini öngöremezdi. İlk 6 hafta sonunda 14.7 sayı 4.8 rebound 4.3 asist 1.5 top çalma ortalamalarıyla takımının kazandığı 5 maçta müthiş bir performans gösteren Amerikalı guard, arkasında yamanması çok zor bir boşluk bırakacak. Her ne kadar Blatt bu günleri düşünüp Langford hamlesi yapmış olsa da, bu hamlenin yeterli olması imkansıza yakın. Bu arada, şimdiye kadar pek bir şey yapmış olmasa da Casspi'nin de NBA'in yolunu tutacağını hatırlatalım..


Partizan mt :s
Sadece iki oyuncunun üzerine kurulu olan Sırp ekibinde, Pekovic'i kaybedecek olmak kabustan farksız. 15.2 sayı 4.8 rebound ortalamalarıyla mücadele eden Karadağ'lı oyuncunun savunmaya yağtığı katkı ve parkede olduğu sürece arkadaşlarına verdiği güven, yadsınamaz büyüklükte. Ne yazık ki Partizan da çok büyük bir ihtimalle Nancy'nin kaderini paylaşacak..


Armani Milano
Scariolo yönetiminde sezona final-four parolasıyla başlayan Milano beklentilerin oldukça uzağında kaldı. Takımdaki en önemli sorunun kimyayı oturtamamak olduğu bir ortamda, 'iki ucu keskin bıçak' Gallinari'yi kaybetmek, takım için iyi de olabilir kötü de. Ama bilinen bir gerçek var ki, 17 sayı ortalama ile oynayan İtalyan oyuncunun boşluğunu doldurmak, mevzu bahis Scariolo olsa bile çok zor..


Caja Laboral
Eurobasket'teki performansıyla bir çok Euroleague takımının radarına takılan Seraphin ilk başlarda koçuyla problem yaşasa da, sorunlar giderildikten sonra enerjisi ve pota altında getirdiği hareketle, takımın en önemli parçalarından biri haline geldi. 10.3 sayı ve 5.2 rebound ortalamalarıyla mücadele eden Fransız forvet'in kaybı özellikle pota altındaki rotasyonu oldukça daraltacak. Seraphin'le birlikte takımdan ayrılacak olan bir diğer oyuncu ise, Sloven guard Goran Dragic. Şu durumda söylenebilecek tek şey, Laboral'in Prigioni-Teletovic ikilisinin sağlığına duacı olduğu..


KK Zagreb
Geçen hafta 13 dakikada yaptığı 10 asistle Hırvat taraftarların kalbinde taht kuran TJ Ford, takımına Bamberg karşısında ilk(büyük ihtimalle tek) galibiyetini kazandırmıştı. Bu taraftar seni hiç bir zaman unutmayacak ):


Anadolu Efes
Kurduğu mükemmele yakın kadroya rağmen beklentileri karşılayamayan Efes için Ersan'ı kaybetmek, ilk bakışta oldukça büyük bir kayıp gibi gözükse de, ben aynı fikirde değilim. Kadrosunda Avrupa'nın en iyi 4 numaralarından biri olan Savanovic'i bulunduran Efes, Ersan'ın ayrılmasıyla bu oyuncudan maksimum verim almaya başlayacaktır..


Fenerbahçe Ülker
Tomas'ın yokluğunda oluşan boşluğu Sefolosha ile kapatan Fenerbahçe için tek şans, Hırvat oyuncunun 1 ay içinde takıma katılacak olması. Tomas hazır gelirse, Thabo'nun yokluğu fazla hissedilmez. Aksini düşünmek bile istemiyorum..


Galatasaray Medical Park
Beklentilerin oldukça üstünde bir sezon başlangıcı yapan sarı-kırmızılılar, takımdaki en önemli eksiklik olan pota altını Zaza Pachulia ile güçlendirmişti. Galatasaray'ın en önemli avantajı sistem takımı olması. Oktay Hoca bir şekilde bu buşluğu doldurur. Dolduramazsa da, top 16'da yapılacak olan takviye ile hasar minimum'a indirilir..


Zalgiris Kaunas
GO HOME LAWSON!!


Beşiktaş Milangaz
Bir rüyaydı ve maalesef bitti.. Türkiye'de bulunduğu kısa süre içerisinde gerek sempatik tavırları gerekse parkedeki performansıyla akıllara kazınan D-Will'in boşluğunu doldurmak zor değil, imkansız. Williams'ın yanında Semih'i de kaybedecek olmak, takımın çehresini tamamen değiştirecektir..


Türk Telekom
Şanssız sakatlıkların ardından kariyerinde büyük bir düşüş yaşayan Mehmet Okur için Telekom çok önemli bir şans oldu. Tekrar form tutan Memo eski günlerine dönme yolunda.. Telekom için Memo'nun önemine değinmedim çünkü, Lebron'u dahi alsalar zihniyet değişmeden, başarı gelmesi zor..