29 Kasım 2011 Salı

Lokavt Bitti ve Euroleague Başladı



Lokavt'ın sona ermesi NBA severleri fazlasıyla mutlu ederken, kadrolarını tarafların anlaşamayıp sezonun oynanmayacağı umuduyla kuran takımları ise fazlasıyla üzdü. İşte lokavt'ın sona erişinin, Euroleague ve Beko Basketbol Ligi ekiplerine etkileri:

CSKA Moskova
Kirilenko'nun kariyerinin belkide en formda dönemlerini yaşadığı günlerde müthiş bir basketbol oynayarak, taraflı tarafsız herkesin en büyük şampiyonluk adayı olan CSKA, lokavtın sona ermesinden en kötü etkilenecek takımların başında geliyor. İlk 5 maçın sonunda 13.8 sayı 9 rebound 3.4 asist 2.2 top çalma ve 3.2 blok ortalamalarıyla inanılmaz bir performans ortaya koyan Rus oyuncu, takımının yenilgisiz devam etmesinde uzak ara en önemli pay sahibiydi. Hele ki Khryapa bu kadar formsuzken, AK47'nin takımdan ayrılacak olması CSKA'daki bütün dengeleri altüst edecek. Edecek diyorum ama Kirilenko şu an free agent olduğu için NBA'de bir takımla anlaşmayıp, yoluna Rusya'da da devam edebilir. Ama şu form durumuna düşününce, bir çok takımın Kirilenko'nun kapısında nöbet tutacağını anlamak çok da zor değil..


SLUC Nancy
CSKA'dan sonra bu durumdan en çok etkilenecek olan takım şüphesiz Nancy. Kadrosunda kalburüstü oyuncu olarak Akingbala dışında herhangi bir oyuncu bulundurmayan Fransız ekibi için Batum adeta çöldeki bir vaha gibi'ydi. Bu kadar vasat bir takıma tek başına 3 galibiyet aldıran genç forvetin ilk 6 maç sonundaki ortalamaları ise 15.8 sayı 6.7 rebound 5.2 asist 1.7 top çalma şeklinde. Sadece Batum'un ortalamalarına bakmak bile Turkish Airlines Euroleague A Grubu'ndan elenecek ilk takımın Nancy olacağını gösteriyor..


Real Madrid
Sezona yepyeni bir kadroyla giren İspanyol devi, özellikle Efes Pilsen karşısındaki oyunuyla Final-Four'un en önemli adaylarından biri olacağını belli etmişti. Ta ki, takımın en önemli parçası Rudy Fernandez'i kaybedene kadar.. 13.2 sayı 3 rebound 2 asist 1 top çalma ortalamaları, Fernandez'in Madrid ekibi için önemiyle kesinlikle örtüşmüyor. Hadi Real Madrid Fernandez'in açığını zor da olsa kapattı desek bu seferde karşımıza Serge Ibaka çıkıyor. Ibaka fazla uyum sağlayamamış olsa da, o uyumu sağladığı zaman ne kadar büyük bir silah olacağı çok açıktı. Yazık oldu Madrid'e..


Maccabi Electra
Sezon başında, herhalde hiç kimse Farmar'ın takımın en önemli silahı haline geleceğini öngöremezdi. İlk 6 hafta sonunda 14.7 sayı 4.8 rebound 4.3 asist 1.5 top çalma ortalamalarıyla takımının kazandığı 5 maçta müthiş bir performans gösteren Amerikalı guard, arkasında yamanması çok zor bir boşluk bırakacak. Her ne kadar Blatt bu günleri düşünüp Langford hamlesi yapmış olsa da, bu hamlenin yeterli olması imkansıza yakın. Bu arada, şimdiye kadar pek bir şey yapmış olmasa da Casspi'nin de NBA'in yolunu tutacağını hatırlatalım..


Partizan mt :s
Sadece iki oyuncunun üzerine kurulu olan Sırp ekibinde, Pekovic'i kaybedecek olmak kabustan farksız. 15.2 sayı 4.8 rebound ortalamalarıyla mücadele eden Karadağ'lı oyuncunun savunmaya yağtığı katkı ve parkede olduğu sürece arkadaşlarına verdiği güven, yadsınamaz büyüklükte. Ne yazık ki Partizan da çok büyük bir ihtimalle Nancy'nin kaderini paylaşacak..


Armani Milano
Scariolo yönetiminde sezona final-four parolasıyla başlayan Milano beklentilerin oldukça uzağında kaldı. Takımdaki en önemli sorunun kimyayı oturtamamak olduğu bir ortamda, 'iki ucu keskin bıçak' Gallinari'yi kaybetmek, takım için iyi de olabilir kötü de. Ama bilinen bir gerçek var ki, 17 sayı ortalama ile oynayan İtalyan oyuncunun boşluğunu doldurmak, mevzu bahis Scariolo olsa bile çok zor..


Caja Laboral
Eurobasket'teki performansıyla bir çok Euroleague takımının radarına takılan Seraphin ilk başlarda koçuyla problem yaşasa da, sorunlar giderildikten sonra enerjisi ve pota altında getirdiği hareketle, takımın en önemli parçalarından biri haline geldi. 10.3 sayı ve 5.2 rebound ortalamalarıyla mücadele eden Fransız forvet'in kaybı özellikle pota altındaki rotasyonu oldukça daraltacak. Seraphin'le birlikte takımdan ayrılacak olan bir diğer oyuncu ise, Sloven guard Goran Dragic. Şu durumda söylenebilecek tek şey, Laboral'in Prigioni-Teletovic ikilisinin sağlığına duacı olduğu..


KK Zagreb
Geçen hafta 13 dakikada yaptığı 10 asistle Hırvat taraftarların kalbinde taht kuran TJ Ford, takımına Bamberg karşısında ilk(büyük ihtimalle tek) galibiyetini kazandırmıştı. Bu taraftar seni hiç bir zaman unutmayacak ):


Anadolu Efes
Kurduğu mükemmele yakın kadroya rağmen beklentileri karşılayamayan Efes için Ersan'ı kaybetmek, ilk bakışta oldukça büyük bir kayıp gibi gözükse de, ben aynı fikirde değilim. Kadrosunda Avrupa'nın en iyi 4 numaralarından biri olan Savanovic'i bulunduran Efes, Ersan'ın ayrılmasıyla bu oyuncudan maksimum verim almaya başlayacaktır..


Fenerbahçe Ülker
Tomas'ın yokluğunda oluşan boşluğu Sefolosha ile kapatan Fenerbahçe için tek şans, Hırvat oyuncunun 1 ay içinde takıma katılacak olması. Tomas hazır gelirse, Thabo'nun yokluğu fazla hissedilmez. Aksini düşünmek bile istemiyorum..


Galatasaray Medical Park
Beklentilerin oldukça üstünde bir sezon başlangıcı yapan sarı-kırmızılılar, takımdaki en önemli eksiklik olan pota altını Zaza Pachulia ile güçlendirmişti. Galatasaray'ın en önemli avantajı sistem takımı olması. Oktay Hoca bir şekilde bu buşluğu doldurur. Dolduramazsa da, top 16'da yapılacak olan takviye ile hasar minimum'a indirilir..


Zalgiris Kaunas
GO HOME LAWSON!!


Beşiktaş Milangaz
Bir rüyaydı ve maalesef bitti.. Türkiye'de bulunduğu kısa süre içerisinde gerek sempatik tavırları gerekse parkedeki performansıyla akıllara kazınan D-Will'in boşluğunu doldurmak zor değil, imkansız. Williams'ın yanında Semih'i de kaybedecek olmak, takımın çehresini tamamen değiştirecektir..


Türk Telekom
Şanssız sakatlıkların ardından kariyerinde büyük bir düşüş yaşayan Mehmet Okur için Telekom çok önemli bir şans oldu. Tekrar form tutan Memo eski günlerine dönme yolunda.. Telekom için Memo'nun önemine değinmedim çünkü, Lebron'u dahi alsalar zihniyet değişmeden, başarı gelmesi zor..

1 Kasım 2011 Salı

Hatalar Silsilesi Fenerbahçe Ülker


Her allahın günü yeni bir şehit haberi geliyorken,
Van'da insanlar canıyla boğuşurken,
Milleti soyup soğana çeviren Deniz Fenercileri aklanmışken,
13 yaşında bir kıza tecavüz eden OROSPU ÇOCUKLARI serbest bırakılmışken,
Spor konuşmak veya yazmak oldukça zor ama, kafa dağıtmak için yazı yazmaktan daha etkili bir yöntem de ne yazıkki yok..


Konumuza gelirsek;
Geçen sezonki başarılardan sonra Fenerbahçe Ülker'de çıta oldukça yükseğe yerleştirilip, hedef Euroleague'de Final-Four olarak gösterilmişti. Sezon öncesi kamplarındaki kötü ve isteksiz oyun bir takım soru işaretleri getirse de, resmi maçlarda herşeyin değişik olacağını umut etmiştik. Ama ne yazık ki işler umduğumuz gibi gitmedi ve Fenerbahçe Ülker Turkish Airlines Euroleague'deki ilk iki maçını kaybederek, sezona çok kötü bir başlangıç yaptı. Bu iki mağlubiyetin de gruptaki direk rakiplerimizden gelmiş olması oldukça moral bozucu. Peki nedir bu kötü başlangıcın nedenleri?

1- Takım Savunmasındaki Sıkıntı
Son 5-6 sezondur yakalanan başarılarda takımın en çok öne çıkan yönü, yapılan sert savunmaydı. Özellikle geçen sezon Kinsey ve Ömer Onan'ın guardlar üzerindeki baskısıyla başlayan sert savunma, rakip yarı alanda Emir Preldzic ve pota altında da Lavrinovic(Vidmar) ile birlikte en büyük silahımız haline gelmişti. Bu sezon ise anlaması zor bir biçimde Kinsey'i Efes Pilsen'e Lavrinovic'i ise CSKA'ya gönderip, yerlerine de savunmanın s'sinden anlamayan transferler yapılınca, takım savunması bir anda dibe vurdu.


2- Skorer Eksikliği
Bogdanovic'in bu görevi fazlasıyla yerine getirmesi beklenebilir ancak genç oyuncu, Vidmar'la birlikte Spahija'nın gazabına uğramış durumda. Ne kadar formsuz olursa olsun en önemli skor opsiyonuna sadece 15 dakika süre veren bir takım, maç kaybetmeye mahkumdur. Bazı oyuncular, ki bunlara Lakovic'i örnek verebiliriz, ne kadar kenarda oturtursan oturt son dakikalarda oyuna girip 2 üçlük atıp sana maç kazandırabilirler. Ama Bogdanovic gibi oyuncuların sürekli sıcak kalması gerekir.


3- Ukic-Jerrels
Sağlıklı bir Ukic, ne olursa olsun Fenerbahçe Ülker'in en önemli parçasıdır. Geçen sezon, Hırvat oyuncu kenarda olduğu anlarda oyuna giren Saras (pek kimse beğenmese de) önemli katkılar veriyordu. Litvanyalı'nın yerine transfer edilen Jerrells için, üslubumu bozmadan söyleyecek fazla bir şey bulamıyorum. Engin sakatlıktan dönüşü iyi bir şekilde gerçekleştirirse, bu alandaki eksiklik az da olsa giderilir.


4- Kaya-Oğuz
Bir antrenör koskoca sezonu, miadını doldurmuş Kaya ve 5 senedir bir gıdım ileri gidemeyen Oğuz ile götürebileceğini nasıl düşünür, aklım almıyor. Özellikle Oğuz oyunda olduğu anlarda, pota altı resmen yol geçen hanına dönüyor. Herhangi bir transfer yapılmadan pota altındaki sorunun çözülmesi imkansız.


5- Neven Spahija
Transferlerin hepsi Hırvat coach'un isteği ile gerçekleşti. Yani yanlış transferlerin tek sorumlusu Spahija. Hadi oyuncu seçimlerinde yanıldın, bari kurduğun kadroyu doğru düzgün kullan be Spahija.. Vidmar-Emir-Bojan üçlüsünden sadece 15'er dakika yararlanmak da neyin nesi? Eğer Hırvat hoca kendini toparlamazsa ne yazık ki yolun sonuna geldi. İnşallah bu hafta Batum'u durdurur da, kendisine son bir şans daha yaratır. Olası bir Nancy mağlubiyeti Spahija devrinin sonu olur, ki bence daha hayırlı olur.