24 Şubat 2012 Cuma

TBL 2011-2012 sezonunun TOP 10 Hayal Kırıklığı


Sezonun bitmesine daha çok uzun bir süre olmasına rağmen, büyük umutlarla yapılan bir çok transfer bir bir gözden düşmeye başladı. Ben de kendimce bu isimlerden 10 kişilik bir liste yapmaya çalıştım..

1-Sasha Vujacic
Transfer sezonunda yıllardır süregelen şutör eksikliğini kapatması için Anadolu Efes'in yeni yapılanmasına dahil edilen Vucacic, değil beklenen katkıyı vermek, çoğu maçta vasatı dahi aşamadı. En büyük silahı olan dış şutlarda bile varlık gösteremeyen Sloven oyuncu, listenin 1 numarasını fazlasıyla hak etti..

 

2-James Gist
Çok genç yaşta aramızdan ayrılan Conrad McRae'den sonra, yıllardır pota altında yırtıcı bir 4 numara özlemi çeken Fenerbahçe taraftarı, Gist'in transferinin duyurulmasıyla birlikte ''oh be'' dedi ama ne yazık ki bu sevinç çok kısa sürdü.  Savunmada yıldız takım oyuncusunun yapmayacağı hataları yapan Amerikalı oyuncu, hücumda ise spektaküler smaç peşinde koşmaktan başka hiç bir şey yapamadı. Belki de yapmak istemedi çünkü, yaptığı bir blok veya smacın Euroleague'de haftanın en iyi 10 Hareketi arasına girmesi, Gist için fazlasıyla yeterli. Bir de sezonun hareketlerine girerse, değmeyin keyfine..


3-Darius Songaila
Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe Ülker ile karşılaşılan final serisinde kendisini fazlasıyla gösteren uzun sıkıntısının ardından, bu bölgeyi Litvanyalı yıldız Songaila ile güçlendiren Galatasaray MP. yapılan hatanın geç de olsa farkında vardı ve tecrübeli oyuncuyla yollarını ayırma kararı aldı. Türkiye'ye adeta tatile gelen Songaila değil savunma yapmak, şuta el kaldırmaktan dahi aciz bir Türkiye kariyerini geride bıraktı..


4-Marc Salyers
Trabzonspor'un kurtarıcı olarak sarıldığı Salyers, o kadar kötü bir performans ortaya koydu ki, çok kısa süre içerisinde takımdan gönderildi. Kendisini daha önce tanıyan herkesi şaşkına çeviren Amerikalı oyuncu, şu an yanılmıyorsam Lübnan'da forma giymekte..


5-Stanko Barac
Sezon başında gayet yüklü bir meblağ karşılığında Efes'e imza atan 2.17'lik dev, taraftarlarını üzmekten başka hiç bir şey yapmadı desem yeridir. Bu kadar iri bir adam savunmada nasıl ortayı kapatamaz veya pota altı atışları nasıl bitiremez soruları hala cevap bekliyor ama kesin olan bir şey var ki, Barac'ın Türkiye kariyeri pek de uzun sürmeyecek..


6-Vlado Ilievski
Makedonya Milli Takımı ile rüya gibi bir şampiyonayı geride bırakan Ilievski takıma katıldığında, hiç kimse kendisinden bu kadar kötü bir performans beklemiyordu. Kısaca özetlemem gerekirse, Makedon oyuncu Türkiye'de hiç bir şey yapmadı. Sıralamada kendisine bu kadar altlarda yer bulmasının nedeni ise, Ufuk Sarıca'nın tecrübeli oyuncuya hiç bir zaman tam anlamıyla güvenmemesi oldu..


7-Dusko Savanovic
Sezon başında rekor bir bonservis ücretiyle Valencia'dan transfer edilen Savanovic şu ana kadar bekleneni veremedi. Tamam çok kötü değil ama, 40 dakikaya yakın süre alan bir adamdan ki bu adam Savanovic klasındaysa, daha fazla şey beklemek hepimizin hakkı..


8-Simas Jasaitis
Türk Telekom'un müthiş(!) transfer stratejisinin son ürünü Jasaitis.. Sağlıklı olduğu zaman durdurulamaz bir forvet olan Litvanyalı'nın, o sağlıklı günlerinin 4-5 sene öncesinde kaldığı bilinen bir gerçekti. Ama Telekom yönetimi her zamanki gibi günü kurtarmak adına, başarılı olması çok zor görünen bu transferi gerçekleştirdi. Zaman zaman iyi işler yapan Simas, çoğu zaman ise tribünden arkadaşlarını seyrediyor..


9-Curtis Jerrels
Ukic'i yedeklemesi için Partizan'dan getirilen Amerikalı oyuncu, Türkiye'de bir türlü ortayı bulamadı. Ya çok iyi ya çok kötü. Tabi bu durumun antrenörlerin şahı(!) Spahija ile doğrudan alakası var ama, Amerikalı oyuncu zaman zaman o kadar enteresan hatalar yapıyor ki, tribündeki seyirciler nasıl bir tepki vermeleri gerektiğini dahi bilemiyor. Ama hatalar zinciri olarak işleyen Fenerbahçe Ülker'de kadro dışı bırakılması gereken o kadar çok oyuncu varken, seçilen tek ismin Jerrels olması tam anlamıyla trajikomik..


10-Ufuk Sarıca
10 numaralı forma saha içine değil de saha kenarına kısmet oldu. Sarıca Anadolu Efes'in başına geçtiğimiz sezonun ortasında geçmiş olsa da, bu sezonki yapılanmanın başına geçirildiği için kendisini yeni bir transfer olarak ele aldım. Ufuk Sarıca'nın çok başarılı bir oyunculuk kariyeri olmasına rağmen, antrenör olarak böyle bir görev için yolun daha çok başındaydı. Ve bu tecrübesizliği de her maç biraz daha ortaya çıktı. Ufuk Hoca'nın, Efes'in bu sezonki başarısızlığının 1 numaralı nedeni olarak, (her ne kadar hiç eleştirilmese de) 10 numarayı layıkıyla taşıyacağına yürekten inanıyorum..

8 Şubat 2012 Çarşamba

George Dikeoulakos ile Dobra Dobra

Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımının her iki kulvarda da yoluna lider devam etmesinde, en büyük pay hiç şüphesiz Yunan antrenör George Dikeoulakos'un.. Uzun bir süredir kendisine buşarının sırrını birinci ağızdan dinlemek istiyordum. Coach da beni kırmadı ve bu kadar sıkı bir fikstüre rağmen, E-Mail yoluyla gerçekleştirdiğimiz röportajda sorularıma son derece içten cevaplar verdi.

Kendisine tekrar teşekkür ediyorum..

Fenerbahçe'den teklif aldığınızda neler hissettiniz?

G.D- Aklıma ilk gelen şey, dünyanın her tarafında milyonlarca taraftarı olan bir Avrupa devinin beni istediği için ne kadar şanslı olduğumdu.
Ayrıca her hangi bir spor dalında Türkiye'de çalışan ilk Yunan coach olma fırsatı da teklifi kabul etmemde çok önemli bir etkendi.
Şimdi ne kadar doğru bir karar vermiş olduğumu görüyorum..

Fenerbahçe camiası ve taraftarları hakkında neler düşünüyor sunuz?

G.D- Daha önce de söylediğim gibi nereye geldiğimi biliyordum ama, buradaki koşulları gördükten ve insanlarla tanıştıktan sonra, aslında hiç bir şey bilmediğimi görmüş oldum.
Taraftarların Fenerbahçe'ye olan sevgisini, kulübün bu kadar profesyonel bir biçimde işlediğini ve bu kadar gelişmiş antrenman tesislerinde çalışacağımı hayal dahi edemezdim.
Başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerin kulübü getirdiği bu noktayı, Avrupa'nın en büyük spor kulüpleri başta olmak üzere herkesin örnek alması gerektiğini düşünüyorum..

Hazirandan beri Fenerbahçe'nin yaşadığı sorunlar sizi ve takımı nasıl etkiledi?

G.D- Büyük problemlerimiz oldu dersem yalan söylemiş olurum. İlk geldiğimde doğal olarak takımda bir belirsizlik hakimdi ama yöneticilerin desteği ve ''ne olursa olsun Kadın Basketbol Şubesi ayakta kalacak'' sözleri takımın üzerindeki olumsuz havayı bir anda dağıttı..

Yenilgisiz ilerlediğimiz Euroleague'de, geçen sezon şanssız bir biçimde kaçırdığımız şampiyonluğu bu sefer yakalayabilecek miyiz?

G.D- Bu benim için son derece zor bir soru çünkü benim hedefim her zaman bir sonraki mücadele olmuştur. Maç maç düşünmeyip, sadece finale ve şampiyonluğa konsantre olunursa yaşanacak düşüş son derece keskin olur. Hedeflerimiz tabiki büyük ama, biz şu anda sadece bir sonraki maçı düşünüyoruz..


Kupa yolundaki en önemli rakipler sizce kimler?

G.D- Başta Galatasaray, Ros Casares ve Ekaterinburg olmak üzere bazı takımlar kadın basketbolu için son derece anormal paralar harcadılar. Onların mı yoksa bizim mi doğruyu yaptığımızı zaman gösterecek..

Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki rekabet hakkındaki görüşleriniz neler?

G.D- Yunanistan'da ve çalıştığım diğer ülkelerde, bu tip rekabetlere sıkça rastladım. Fenerbahçe-Galatasaray maçlarının Olympiakos-Panathinaikos veya Barcelona-Real Madrid mücadelelerinden hiç bir farkı yok.
Bu tip rekabetler liglere ayrı bir heyecan katıyor..

Cappie Pondexter transferi hakkındaki görüşleriniz neler? Sizce iyi giden takıma yapılan bu tip bir ekleme, düzeni bozabilir mi?

G.D- Hiç bir problem olacağını düşünmüyorum çünkü Cappie o tür bir oyuncu değil. Daha ilk antrenmanında bile bu takımın bir parçası olmayı ne kadar çok istediğini gösterdi.

Takımdaki genç oyuncular hakkında neler düşünüyor sunuz?
G.D- Gençlerle çalışmayı çok seviyorum ve hazır olduklarında onlara gereken şansı vermeye çalışıyorum. Fenerbahçe'deki altyapı programı mükemmele yakın ve sürekli olarak çok önemli yetenekler yetişiyor.

Bazı oyuncularımız sıkı bir şekilde çalışarak sıranın onlara gelmesi beklerken, bazıları ise diğer takımlara kiralık giderek onlar için son derece hayati olan tecrübeyi kazanmaya çalışıyorlar.

Kariyerinizin ilk yıllarında Olympiakos'ta da çalışma fırsatı bulmuştunuz. Sizce erkek ve kadın basketbolu arasındaki farklar neler?

G.D- İki spor arasındaki farklar sadece detaylarda gizli. Ama benim gözüme çarpan en önemli fark, erkekler basketbol oynayınca mutlu oluyorlar. Kadınların ise basketbol oynaması için mutlu olmaları gerekiyor. 

Türk Basketbolunu nasıl buluyorsunuz?

G.D- Son yıllarda erkeklerde de kadınlarda da büyük bir yükseliş olduğu kesin. Artık olması gereken şey, Türkiye'nin bir üst seviyeye atlayarak adını dünyanın Elit ülkeleri arasına yazdırması.

Bunun için de Türkiye'nin asansör takım hüviyetinden kurtulması gerekiyor. Bir yıl madalya alıp, bir sonraki sene başarısız olmak hiç normal değil.

Fenerbahce Arena'yı ziyaret etme fırsatınız oldu mu?

G.D- Arena'yı ilk gördüğüm an, dışarı adım atmak istemedim!! Yeni salonumuz Fenerbahçe için mücevherden farksız olmalı. Zaman geçtikçe oyuncular ve taraftarlar yeni evlerine alışıp, ne kadar büyük bir kulübe ait olduklarını bir kez daha görecekler.

George Dikeoulakos'un Istanbul'da bir günü nasıl geçiyor?

G.D- Bir basketbol antrenörünün hayatı tahmin edildiği kadar eğlenceli değil. Antrenmanlar, seyahatler, maçların öncesinde dvdlerden rakip takımı incelemek için bilgisayarın karşısında geçen saatler. Bu çalışma şartlarında nadiren fırsat bulduğumda, burada tanıştığım arkadaşlarımla yemeğe çıkabilirsem kendimi şanslı hissediyorum.

Istanbul'u çok seviyorum ve bir çok yönden Atina'ya benzetiyorum. Umarım işler yolunda gider, ben de çok uzun yıllar Fenerbahçe'de çalışma fırsatı yakalarım..

1 Şubat 2012 Çarşamba

Bir Poster de Deron Williams'tan

Lebron ve Griffin'in smaçları konuşuladursun, yani bir poster de D-Will'den geldi. Siz ne düşünüyorsunuz bilemem ama bence, kısanın uzunun üstünden yaptığı smaç her zaman daha etkileyicidir..

Gülümse Hibbert. Çekiyorum, çekiyorum, çeeektim..